Günlerden Pazar’ı Pazartesi’ye bağlayan gece… Kimi için hafta başı sendromu gibi görünse de benim için her geçen an sınav sendromu haline dönüşmekte. Sınava tam 2 ay kaldı. Tek şansım olan sınava sadece 60 gün. İçimden yine her zamanki gibi bu hafta başı kesin başlamalıyım cümlesi… Konuya başlık gereği böyle başlamam gerekirdi ama bu durumun önemi itibari ile bahsetmeden geçemedim.
Önceki yazıda, çıkacak oyun tarihi için belirttiğim 16 Mart günü geldi ve üzerinden 4 gün bile geçti. Oyun günü geçen düşüncelerimi sıcağı sıcağına o gün yazmak isterdim ama gerçekten çok yorucu bir gündü ve güne dair video ve fotoğraflar için bir kaç gün beklemeyi uygun gördüm.
Oynanacak olan oyun itibari ile önemliydi çünkü yeni oluşturulan Kocasinan Akademi Tiyatro Kulübü’nün ilk
oyunu aynı zamanda konu olarak “Çanakkale” ve aynı zamanda da Şehir Tiyatrosunda oynanacaktı. İlklere şahit olacak bu oyun birde benim açımdan da önceki talihsiz tiyatro gösterisini saymazsak ilk oyunumuz denebilirdi. Oyundan önceki günlerde Kayseri şehir meydanında oyunun afişini görmek bile heyecanın artmasına nedendi. 16 Mart günü geldiğinde Hacılar’dan servisle öğlen 1 gibi çıkıp şehir tiyatrosunun yolunu tuttuk. Prova gerekliydi çünkü tam teşekküllü bir provamız yoktu aslında. Geneli eşyasız ve daha küçük sahnelerdeki provalardı. Ama tabi hiç prova yapamadan akşam oldu. Akşam olana kadar bende heyecandan öte bir duygu vardı. Ben buna heyecan diyemem çünkü bir bilinmez can sıkıntısı mevcuttu. Akrabalardan ablam abim yeğenlerim gelmişlerdi. Salonsa üst kat dahil hemen hemen tamamen dolmuştu. Oyun anında sahnemiz zaten bir tartışma sahnesiydi ki bende içimdeki sıkıntı nedeniyle tam o moddaydım ama tabi birde sözleri unutma korkusu da vardı. Neyse ki ilk sahnemiz ve sonraki sahnemiz başarılı geçti beğeniler alkışlarla belliydi. Güne dair çok ayrıntı mevcut aslında yediğimiz yemekten çekindiğimiz fotoğraflardan sakalımdan makyaja kadar…
Gün güzel bir şekilde bittikten sonra üzerimden büyük bir yük kalktı ama 24 Nisan günü üniversite de oynayacağımızı duyduğum için yine böyle bir stres yaşamakta istiyor değildim. Ben oyun günü duyduğum heyecanla daha da bu mesleğe gönül vereceğimi düşünürken oyundan sonra nedense bir daha oynamaya dair istek yoktu. Sonraki gün ilk yaptığım şey kostümleri teslim ederken oyunda yer almak istemediğimi yönetmen Sami Beye söylemekti. Tabi ben akşamdan süslü sözler hazırlayıp söylemeyi plânlarken o süslü sözlerle beni razı etti. O güne kadar derslerimden alıkoyacak bir şeyde olmayacaktı. Şu an bile tiyatro konusunda nasıl bir adım atacağım hakkında küçük bir düşünceye sahip değilim…
Mart geldi ve geçiyor. 17 Mart Cuma’yı Cumartesi’ye bağlayan gece öyle bir kar yağmaya başladı ki sabaha 15-20 cm kar yağmıştı. Ve Cumartesi kendini gösteren güneş yağan karın yarısını eritmeyi de başardı. Özlemiştim böyle günleri. Baharı beklerken havaların böyle gitmesi sevindirici çünkü bahar çiçekleri erkende uyanıp solmamalıydı. Ama her şey Allah’ın takdiri.
Aşağıda tiyatrodan bir video paylaşacağım orada az da olsa sahnemiz mevcut ama elime videonun tamamı geçtiğinde bizim sahnenin tamamını atacağım inşallah. Yazmayı unuttuğum çok şey var biliyorum ama bunlarda günü hatırlamaya değer nitelikte. Umarım önümüzdeki günler sağlıklı, sıhhatli, hayırlı ve bol gayretli güzel günler olur inşallah… Çok çalışmalıyım çok…