Zaman geldi geçiyor…

Zaman geldi geçiyor. Aslına bakarsanız zaman hiç gelmedi hep geçti. Çünkü zamanı gelen her şey bir gün hep geçmişte kaldı. Zamanı geçmeyen tek şey duygular. Seviyorsanız eğer dakikalar gelip geçse de o içinizde var olan şey.

Bu başlığı aslında henüz girdiğim kpss sınavı için yazdım. Geçen sene bu zaman için, “Daha çok var nasıl geçecek bunca zaman” dediğim sınav içindi. Liseden bu yana 1 yıl sınava çalış 2 yıl üniversite oku üzerine 2 yıl sınava çalış sonra 3 yıl daha oku sonra yine 2 yıl sınava çalış. Tam 10 yıl evet… Ne yaptı Zübeyir peki bunca zaman? Tersten söyleyecek olursam bu kendime hep sorduğum üçüncü bir soru bu. Elinde kayda değer ne var? Buda kendime sorduğum ikinci bir soru. Eğer bu zamandan sonra yine seneye de atanamazsam hâliyle de elde avuçta bir şey olmadığı için yapacağım tek şey bir yere girip çalışmak. Peki ya sonra? Bu ise hep kendime sorduğum bir soru.

Bugün en son yazdığım seçimle ilgili yazıdan bu yana neler geçti bu hep geçen zamanımdan kısaca bahsedeyim. Seçimden hemen bir hafta sonra üniversitedeki oynayacağımız tekrarı olan Çanakkale tiyatro gösterisi vardı. O gün önceki gösteriye nazaran hiç ama hiçbir heyecan yoktu. Günün güzelde geçtiğini söyleyemem. Her zaman olduğu gibi provasız bir gösteri yapılacak bir sürü eksiklerin içinde oyun çıkarılmaya çalışılacaktı. Heyecan olmadığı içinde duygusuz verimsiz bir gösteri ortaya çıktığını da söyleyebilirim ki tiyatrodan sonra aldığım bilgilere göre de herkes sıkılmıştı. Ha bana soracak olursanız bende sıkılırdım. Birbirinden kopuk olan senaryoyu da pek beğendiğimi söyleyemem. Herneyse o günden sonra bir daha tiyatroya katılmayı da zaten önceki yazımdaki gibi düşünmüyordum. Zaten sınava da bir aydan az süre kalmıştı. Güya tarih konusunu unutmamak için son bir aya bırakmıştım. Gelin görün ki son bir hafta baktım ve sınav gününe kadar 2, 3, 4, 5 saat derken son gün herhâlde bir 6 saat çalıştım. Normalde o kadar korkmam sınav günlerinden ama sanırım bu sınav en heyecanlandığım sınav oldu. Sınavdan bir gün önce gece 12de yatmama rağmen 3 gibi uyuyup sonra saadece 2buçuk saatlik uykuyla sınava girdim. O son gece kafamda tuttuğum ezberle gerçekten beyin kanaması geçirmekten bile korktum. Sınav ise geçen seneden farklıydı baya. Türkçe normal matematik coğrafya zor diyebilirim. Tarih ise garipti. O kadar ezber yaptığım şeylerden hiçbir şey yok. Hep yorumdan ibaret sorular. Matematik sorularının daha yarısına bile gelememiştim. Genel Kültürden en çok zoruma giden ise bildiğim 6 tane sorunun 3ünü yanlış okumaktan 3ünü ise dikkatsizlikten yanlış cevaplamıştım. Eğitim sınavı ise çok absürttü. Çok kolay sorular olmakla birlikte hiç ismini duymadığım şeyler vardı. Soru cevap kağıtları henüz açıklanmadı ama şuan yaptığım en iyi şey coğrafya. Sanırım 3 yanlış var sadece. Ama tarih anayasa berbat. Umarım sıralama güzel gelir. Geçen sene sınavdan mutlu ayrılmıştım ama bu sene pek öyle olmadı. Çünkü bilgiler hemen hemen tamdı. Ve hiçbir şey için kaybedecek zamanım yoktu. Umarım her şey güzel olur. Sonuçlar 24 gün sonra felan açıklanacakmış galiba. Ne diyelim tek söyleyebildiğim her şeyin hayırlısı.

Sınavdan da bahsettikten sonra başka ne kaldı anlatmadığım. Geçenlerdeki yaşadığım küçük bir olaya da değineyim. Bu sıralar çarşıya hemen hemen hiç çıkmıyordum. Sınavda yaklaşınca zaten arkadaşlarla buluşmayı da kesmiştim. Abimin her zamanki gibi çarşıda işleri vardı bana söyledi yapmam için. çok ısrar edince tamam dedim mecbur. Çarşıda git gel git gel felan kapalı çarşıdan geçiyorum o sırada ve hızlı yürüyorum baya. Tam o sırada dükkanın birinden elinden çayı ile gençten adam çıktı ve çayının birazı eline döküldü. Neyse suç tamamen bende olmamasına rağmen döndüm adama özür dileyecem tam adam dedi önüne baksana kardeşim biraz diye. Ben o sırada nasıl sinirlendimse gözüm bir karardı adama başladım tartışmaya, bağırmaya adam geri adım attı ama yine kendimi durduramadım diğer komşu esnaflar felan tartışmayı ayırdı. Çıktım gözlerim doldu yürüyorum. Kendi kendime kendine gel Zübeyir dedim. Ben gerçekten sinirlenince böyle olabilirim ama çok doruk noktaya çıkarsa ve gücenmeyecek insanlara. Ama o gün yaptığım şey benden hiç beklenmeyecek bir şeydi. Ne oldu bana diyordum sürekli. Anladım ki stresli zamanlardan geçiyorum. Kalp kırmaktan çok korkarım açıkçası. Umarım her şey yoluna girer bir gün.

Böyle uzun uzun anlatıyorum her şeyi ama sonra bakıyorum hep dünyalık şeyler konuşmuşum. Hep dünya için çabalamışım, üzülmüşüm. Ve bu arada mübarek gün ve gecelerden Miraç ve Berat kandilleri geçti. Ve Cuma Ramazan başlıyor. Allah hayırlısıyla ramazana ulaştırmayı ve daha nice ramazanlara da hayırlısıyla ulaştırmayı nasip etsin inşallah. Ha birde Haftaya askerlik tecilim sona eriyor. Bir önce de yapmayı düşünüyorum inşallah. Sonrası Allah Kerim. Daha çok anılar anlatacak aslında ama hangi birilerini yazayım ki. Yazının resmini anlamsızca ama hoşuma gittiği için çektiğim bir minder deseninin fotoğrafı. Alttaki fon ise sevdiğim bir dans müziği. Kalın sağlıcakla…

 

Yazar: sislidusler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir